Ben üstteki elbiseyi, küçük kuzenim de alttakini seçip beğendi. Ortanca zaten gelin olduğu için onun elbise belliydi. Büyük olan ne giydi onu hatırlamıyorum yalnız, ayıp oldu valla kıza . Düğün gayet eğlenceli geçti. Dans ettik, halay çektik, roman havaları oynadık. Erkekler de malum, onlar kenarda belli bir miktar alkol aldıktan sonra sahneye çıktılar. Düğünde bir yakışıklı gördüm, zaten onu bana bakarken yakaladım. Bizim bakışmalarımızı da annem yakalamış ve hemen çocuğu sormuş soruşturmuş. Bir giyim firmasında genel müdürmüş. 28 yaşında bu başarıyı yakalaması beni şaşırttı. Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olması onu aranan eleman atı sanırım. Sonrasında nasıl olduysa annem bir buluşma ayarlamış, şaşırdım kaldım. Ne bu ya hangi zamanda yaşıyoruz diye itiraz etsem de ayıp olmasın diye çocuğun yanına gittim. Konuştuk ettik gayet hoş sohbeti ve hoş bir sesi var. Kültürlü dememe gerek yok sanırım, evlenmemiş ve uzun bir süredir ilişki yaşamamış. Böyle olunca herkes bizi yakıştırdı. Ancak kafalarımızın uyuşup uyuşmadığı kısmı bir iki muhabbetle belirlenemeyecek bir durum. Bu yüzden erken konuşmak istemiyorum. Bu aşk meşk işleri arasında kariyerimi de düşünüyorum tabii ki. Yüksek lisans yapmak istiyorum ancak şu anda iş yerimde mutluyum ve biraz para biriktirsem iyi olur diye düşünüyorum. Erkek kuzenimin yerinde olmak isterdim ya, çocuk Avrupa birliği bursu kazandı Londra'da okuyor şimdi. Karşılıksız 150 bin tl burs aldı. İngilizcesi çok iyi, zaten 5 senelik okulu 3.5 senede bitirmesinden ondan bir şeyler olacağı belliydi. Akademisyen olmak istiyor ve istediğini alacak umarım. Neyse artık kendi kendime milleti övmenin anlamı yok, kalkıp benim de yükselmeye oynamam gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder